• call img
  • MÜŞTERİ HİZMETLERİ

  • line
  • 444 24 98

Boğaziçi Yüzer Tesis İşletmeleri Ltd.şti.

firma sektörü

Sektör :

firma yetkilisi

Yetkili Kişi :

Cem Hoşgör

40 yıl önce bir takada karısının yaptığı köfteleri satan Kemal Hoşgör'ün başlattığı Boğaz turu, bugün yılda 50 bin kişiyi taşıyan 'Lüfer tekneleri'ne dönüştü. Devlet protokolünden yabancı ülke devlet adamlarına, kaçamak meraklısı ünlülere kadar Boğaz sefası isteyenlerin ilk tercihi bu dev tekneler.

Boğaz'da bir şeyler oluyor! Mevsimi değil ama bir 'lüfer' bereketi var ortalıkta. Neden söz ettiğimizi anladınız herhalde. Dünyanın en eşsiz su yolunda bir aşağı bir yukarı dolaşan, içinden yükselen şen kahkahaların Boğaz'ın sularına çarpıp ikiye katlandığı, tokuşturulan kadehlerle anıların denize serpildiği Lüfer teknelerinden. En son Türkiye'den göçmüş olan Rumlar'ın 'İstanbul'da Buluşma: Bugün ve Yarın' konferansı ertesinde duyduk isimlerini. Çünkü Yunanistan'dan, Avrupa'nın pek çok ülkesinden, ABD'den İstanbul'a gelen Rumlar konferans ertesinde Boğaz hasretlerini dindirmek için bu tekneleri tercih etmişlerdi. Ama öğrendik ki bu konuda yalnız değillermiş. Büyük bankalar, holdingler, aklınıza gelebilecek bütün büyük şirketler de çeşitli kutlamalar için Lüfer teknelerini tercih ediyormuş. Öyle ki yılda yaklaşık 50 bin kişiyi Boğaz sefası eşliğinde ağırlayan Lüfer teknelerine Moto GP ve Formula yarışçılarından Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'ye, Yunan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis'ten Gürcistan Dışişleri Bakanı Salome Zurabişvili'ye, Hollanda Başkonsolosu Marco Hennis'ten Ukrayna Başbakanı Yulia Timoşenko'ya neredeyse bütün protokol davetlileri misafir olmuş. Hatta Türkiye'de basınla kovalamaca yapmaktan sıkılan ünlüler bile çareyi Lüfer teknelerinde kaçamak buluşmalarda bulmuş. Zerrin Özer, Deniz Seki, Erkan Yolaç, Fatih Altaylı, Türker İnanoğlu, Levent Yüksel, M. Ali Alabora, Meral Tamer, Mustafa Sandal, Okan Bayülgen, Sertab Erener, Sezen Aksu taka tipi Lüfer teknelerinin müdavimi ünlülerden bazıları.

Akşam Gazetesi 15.07.2006


Lüfer Yüzen Butik Otel Projesi

21 adetlik dev filosuyla her türlü organizasyona ev sahipliği yapan 'Lüfer Tekneleri' yüzer butik oteliyle hem dolaştıracak hem konaklatacak.

Adını İstanbul'da ev sahipliği yaptığı tekne organizasyonlarıyla duyuran 'Lüfer' şimdi de yüzer butik otel hizmeti vermeye hazırlanıyor. 21 adet dev bir filo haline gelen 'Lüfer Tekneleri' yüzer butik otelle her türlü tanıtım ve toplantıya ev sahipliği yapar hale gelecek. Lüfer Tekneleri Genel Müdürü Cem Hoşgör, henüz proje aşamasında olan Yüzer Butik Otel'i önümüzdeki yıl faaliyete geçireceklerini belirterek "Gelen müşteriler otelde alabilecekeri tüm hizmetleri bu teknede temin edebilecek. Aynı anda hem iş toplantısı hem gezi hem de konaklama olabilecek. Otele gideyim üzerimi değiştireyim sıkıntısı kalmayacak" diye konuştu ve ekledi: Yabancı misafirlerine İstanbul turu attırmak zorunda kalan iş adamlarına yoğun trafik engel olmayacak.

1 TRİLYONLUK CİRO Vergi tipi olarak kurumsal vergiye tabii tutulan Lüfer Tekneleri, organizasyon şirketi adı altında vergi ödüyor. Cem Hoşgör, en gözde teknelerinin hem restoran hem taka tipi olarak hizmet veren, 50 kişilik kapasitesi olan Lüfer 5'i işaret ediyor. Yıllık cirosu 1 trilyon TL olmasına karşın, yatırımın yalnızca gemi inşası ile bitmediğini vurgulayan Hoşgör, gemilerin kızaklanması, mazotu, bakımı gibi ek giderlere dikkat çekiyor. Cem Hoşgör, "Bir teknenin ortalama maliteyi 1.5 trilyonu buluyor. Örneğin; işletmenin 45m'lik en büyük gemisi Lüfer 6, 1.5-2 trilyona mal oldu" diyor. Sektörde genişlemek ve filolarına yeni bir tekne eklemek istediklerinde, gemiyi nerede tutacaklarını düşündüklerinden yatırım yapmakta kararsız kaldıklarını belirten Cem Hoşgör, "1.5-2 trilyon TL'lik sermayeyi nereye koyacağım. Limanlarda tekneyi koyacak yer yok. Bu bizi en çok düşündüren konu." diyerek kararsızlığın nedenini açıklıyor.

Sabah Gazetesi 04.09.2005


Boğaz'ın Eğlence Filosu

İstanbul Boğazı'nın kıyılarında eğlenmekten sıkıldıysanız, bir de üzerine çıkmayı deneyin. Hepsi müzik sistemi ile donatılmış, her yaş grubuna hitap edebilecek organizasyonun gerçekleştirilebileceği 21 tekne sizleri bekliyor.

İstanbul Boğazı'nın üzerinde 24 yıl önce doğan bir müessese Lüfer Tekneleri. Kemal Hoşgör'ün, daha doğrusu Kemal Kaptan'ın, lüferin bol olduğu bir sezonda kazandığı parayla satın aldığı küçücük bir taka ile başlayıp bugün bin kişilik davetlerin verildiği yüzer salonlara dönüşen başarının, becerinin ve tecrübenin öyküsü aslında.

"Boğaz'da yemek yemekten hoşlanmıyorum" diyenine rastlamadım bugüne kadar. Fakat Boğaz'ı kıyılardan seyretmek yerine, tam kalbine konuk olmanın keyfi bambaşka bir duygu. Böyle keyifli bir gezinti sırasında görüştük Lüfer Tekneleri'nin şu anki işletmecisi Cem Hoşgör ile. Cem Hoşgör, Can ve Cenk isimli kardeşleri ile birlikte babası Kemal Kaptan'dan devraldığı Lüfer Tekneleri'ni çok kısa bir sürede geliştirerek bugünkü haline getirmiş. "Babam ömrünü deniz üzerinde geçirmiş bir insan. Balıkçılık yapmış yıllarca. Daha sonra yalılar arasında deniz taksiciliği yapmaya başlamış. O dönemde Boğaz'ın iki yakasındaki bütün yalıların sakinleri tanırmış babamı ve severlermiş de. Yine yalı sakinlerinden gelen istek üzerine takasında yemek organizasyonu yapmaya başlamış ve zamanla bu bir Boğaz geleneği haline gelmiş" diyerek anlatıyor Can Hoşgör, işletmenin başlangıcını.

O zamanlar Boğaz üzerinde böyle bir hizmet veren başka bir işletme yok. Verilen hizmet kaliteli, yer de İstanbul Boğazı olunca, taleplerin ardı arkası kesilmemiş tabii.


Zamanla, mevsimlik olarak başka tekneler kiralanarak eklenmiş Lüfer Tekneleri'nin filosuna. İşler büyüyünce de Kemal Kaptan, çağırmış oğullarını ve işlerin yoğun kısmını devretmiş onlara. Kendisi de, ilk göz ağrısı teknesi ile, kadim dostlarını Boğaz'ın üzerinde ağırlamaya başlamış. Kemal Kaptan elini çekmiş ama işler durmamış.

23.07.2004 Tempo Ersin Süzer


Lüfer Teknelerinin İsim Babası

'Lüfer' teknelerinin isim babası Kemal Kaptan 40 yıldır Boğaz'da

'Kemal Kaptan', 40 yıldır Boğaz'da teknesi ile 'aileleri' gezdiriyor. Onun tarzı bu. Babası da sandalcıymış. Askerlik dönüşü ilk teknesi Mercan'ı alan Kemal Kaptan, o zaman Feyyaz Toker, Rahmi Koç, Vecdi Çapa gibi işadamlarını gezdirir, yalıdan işe, işten yalıya götürürmüş. İkinci teknesini lüferden kazandığı para ile yaptırdığı için adını Lüfer koymuş. O gün bu gündür 'Lüfer' adı küçük teknelerin ismi olarak anılıyor. Anlattığına göre, o yıl ilk teknesini yaptıran Rahmi Koç da teknesine Lüfer adını vermiş

NUR DAŞAR

0 yıldır Boğaz'da tekne turları düzenleyen Kemal Hoşgör, baba mesleğini devam ettiriyor. Babası İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nün olmadığı zamanlarda deniz ulaşımını sağlayan sandalcılardan biriymiş. Kemal Hoşgör adeta 'sandalın içinde' büyümüş. Bir süre babasının yanında çalışan Hoşgör, 40 yıl önce, askerlik dönüşü ilk teknesini, yani Mercan'ı almış. Üstelik hiç kimseden yardım almadan kendi imkânlarıyla!

Mercan'la kimleri taşımamış ki! Feyyaz Toker, 'ağabey' dediği Rahmi Koç, Vecdi Çapa, Erdoğan Demirören ve daha birçok ünlü işadamı... "Beni bu işe onlar teşvik etti" diyor. Kemal Hoşgör, İstanbul Boğazı'nda topu topu birkaç teknenin olduğu 1960'lı yıllarda bu işadamlarını Anadolu Yakası'ndaki yalılarından her sabah alıp karşıya götürürmüş. Çocuklarını da okula götürüp getirirmiş. "Zaten birini taşıdığın zaman arkası geliyor. Diğeri de 'Benim çocukları da bırak, benim hanımı da karşıya götür' diyor. Akşamüstleri Feyyaz Toker ya da Vecdi Çapa 'Hadi bize bir tur attır' derdi. Yemeklerini evden getirirlerdi, teknenin içinde sofralar kurulurdu. Hisar'dan çıkardık, Galatasaray Adası, Beylerbeyi ve Tarabya yapıp turu bitirirdik" diyor.

Beş tekne var, altıncısı yapılıyor Kemal Hoşgör'ün işleri gittikçe ilerlemiş ve ailelerin dışına çıkmaya başlamış. O dönemin zenginlerinin Avrupa'dan gelen misafirlerini, akrabalarını ve arkadaşlarını gezdirmiş. Hoşgör, "Bu işadamlarını, hanımlarını, kızlarını 10 - 15 kişilik gruplar halinde gezdiriyordum. Sonra o işadamı fabrikadaki elemanlarını getiriyordu. Çünkü o zaman bu ailelerin hiçbirinin yatları ve tekneleri yoktu. Sonra bu aileler kendi teknelerini aldı. O zaman teknesi olmayan ama yine bu ailelerin yakın çevresinden olan ailelerle çalışmaya başladım" diye anlatıyor.

Kemal Hoşgör ve oğullarının şu anda biri kiralık, değişik büyüklüklerde altı teknesi var. Ama 'Kemal Kaptan', işe küçük teknelerle başladığı için onlardan bir türlü vazgeçemiyor. "Küçük teknelerimi asla bırakmam, çünkü bu küçük tekneler bana büyük tekneleri getirdi" diye açıklıyor bu tutkusunu. Kemal Kaptan'ın ilk teknesi Mercan, 10 metreymiş. O küçük gelmeye başlayınca 'Lüfer' diye bir tekne yaptırmış. Ve bugün şirketine de, bütün teknelerine de adını veren Lüfer, ticaret hayatının dönüm noktası olmuş.

Rahmi Koç'un Lüfer teknesi Hoşgör,,,,, 'Lüfer' isminin hikâyesini şöyle anlatıyor: "O sene denizde fevkalade lüfer vardı. Hatta Liman Başkanlığı'na gidip motorun ismini yazdırırken bana 'Neden Lüfer yazdırıyorsun' dediler. Ben de 'Parayı lüferden kazandık, adı da Lüfer olsun' dedim. Hatta aynı dönem kendine bir tekne alan Rahmi Koç da adını Lüfer koymuştu. Ama tekneler farklı yerlere kayıtlı olduğu için sorun yaratmadı. Lüfer de uğurlu geldi, böyle gidiyor."

Hoşgör ve oğullarının en büyük teknesi 18.5 metre. "İstanbul'a yakışır bir tekne olacak" dediği, henüz inşa edilen yeni teknesi ise 45 metre olacak. Bu teknenin 600 - 700 milyar liraya malolacağını belirtiyor. Hoşgör, "Tekne yaptırmak benim çok hoşuma giden bir şey. Evde hanım birşey istese para yok derim, ama teknem söz konusu olunca hiçbir şeyini eksik etmem" diyor.

İğne olup denize çıkıyor Üç oğlu da kendisiyle birlikte çalışıyor. Küçük oğlu Can da kaptan. Hoşgör,, "Can bu işi biliyor. Boğaz'ı da çok iyi öğrendi. Ben ona dümen tutturduğum zaman boyu dizime geliyordu" diyor. Büyük oğlu Cem bütün işlerin başında. Şirketin hesap kitap işleri ondan soruluyor. Ortanca oğlu ise genel organizasyonla ilgileniyor. Boğaz'da turist gezdiren teknelerden farklı olduklarını belirten Hoşgör, "Onların yaptığı işi küçümsemiyorum, benim alıştığım tür, aile gezdirmek. Yani aileler gelsinler, arkadaşlarını getirsinler, motorda hadise olmasın... Benim istediğim bu. Her sabah insülin iğnesi olup denize çıkıyorum. Denizde hiçbir rahatsızlığım kalmıyor çünkü denizi çok seviyorum. Deniz beni inanılmaz rahatlatıyor, anlayan bilir. Gidebildiğim yere kadar bu işi yapmak istiyorum. Hele ki İstanbul'da bu işi yapabilmek benim için nimet, bırakmam" diye konuşuyor.

23.07.2004 Tempo Ersin SÜZER


EMITT'e katılan LÜFER tekneleri boğaz turu dün tamamlandı.

Çin, Yunanistan, Hindistan, Avusturya’nın aralarında bulunduğu birçok ülkeden katılımcının katıldığı tekne turunu düzenleyen Lüfer Turizm İşlemeleri Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Akay, gezinin amacının öncelikle yerli ve yabancı turistlere boğaz turlarını ve teknelerini tanıtmak olduğunu söyledi.

Lüfer Tekneleri’nin hikayesi anlatan Ahmet

Akay şunları söyledi:
“Kemal Kaptan balıkçılık yaparken çok güzel bir lüfer akını oluyor ve burdan çok güzel para kazanıyor. Bu kazancı ile takı alarak tescilini yaptırırken teknenin adını lüfer koyuyor ve bu sonra marka oluyor. Kemal Kaptın hala takılarının başında ve Anadolu Hisarı’nda yine bir balıkçı dükkanında balıklarını satıyor.”

Saat 4’te Bakırköy Marina’dan gezisine başlayan tekne turundan çok memnun olduklarını vurgulayan yabancı turistler, tekne turuyla, İstanbul hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarını söylediler. Konuklarına müzik eşliğinde çeşitli ikramların yapıldığı turda Boğaz’daki tarihi yerler hakkında Türkçe ve İngilizce bilgiler verildi.

Yağmurlu bir havada yapılan tekne turu saat 6’da Kabataş İskelesi’nde son buldu.

firma etiketleri Firma Etiketleri
BENZER FİRMALAR